-
1 Güneş yılı
Sonnenjahr nt -
2 güneş yılı
астр.со́лнечный год -
3 güneş yılı
n. solar year -
4 güneş yılı
the solar year -
5 güneş
güneş Sonne f; Sonnenschein m;güneş almak (oder görmek) Sonne bekommen;güneş(in) altında in praller Sonne;güneş banyosu yapmak ein Sonnenbad nehmen;onu güneş çarptı er hat (sich) einen Sonnenstich (geholt);güneş çarpması MED Sonnenstich m;güneş gören taraf Sonnenseite f;güneş gözlüğü Sonnenbrille f;güneş tutulması Sonnenfinsternis f;güneş var die Sonne scheint;güneş yılı Sonnenjahr n;güneşten yanmış sonnenverbrannt -
6 güneş
"1. sun. 2. sunshine, sunlight. - açmak for the sun to come out, for it to become sunny. - almak/görmek to get the sun, get sunlight, see the sun. -in alnında/altında in full sun. - ayı solar month. - balçıkla sıvanmaz. proverb You can´t hide the truth. - banyosu sunbath, sunbathing. - batmak for the sun to set/go down/sink. -in batması/batışı sunset, sundown. - çarpmak /ı/ to have a sunstroke. - çarpması sunstroke. G- Dil teorisi the theory of the Sun Language (concerning the origin of language put forward in Turkey in the early 1930´s). - doğmak for the sun to rise. -in doğması/doğuşu sunrise. (başına) - geçmek to have a sunstroke. -e göstermek /ı/ to expose (something) to the sun. - gözlüğü sunglasses, dark glasses. - günü astr. solar day. - ışını sunray, sunbeam. -e karşı işemek vulg. to behave rudely to a kind person; to scorn something good through ignorance. - lekesi astr. sunspot. - olsa kimsenin üstüne doğmamak never to think of helping others. - saati sundial. - sistemi/ dizgesi astr. solar system. - şemsiyesi parasol. - takvimi solar calendar. -e tapma heliolatry, worship of the sun. - tedavisi heliotherapy. - tekeri astr. solar disk, sun disk. - tutulmak for the sun to be eclipsed. - tutulması astr. solar eclipse. - vurmak /a/ 1. to have a sunstroke. 2. for the sun to shine on. - vurması sunstroke. - yanığı sunburn. -te yanmak to be sunburnt; to be tanned. - yılı astr. solar year." -
7 yıl
год (м)* * *artık yıl — високо́сный год
yılda — за год, в тече́ние го́да
bu yıl — в э́том году́
doğum yılı — год рожде́ния
güneş yılı — астр. со́лнечный год
kamer yılı — астр. лу́нный год
yeni yıl — но́вый год
••
См. также в других словарях:
güneş yılı — is., gök b. Güneşin görünürdeki yıllık hareketine göre tanımlanan yıl … Çağatay Osmanlı Sözlük
güneş — is., gök b. 1) Işık ve ısı veren büyük gök cismi 2) Bu gök cisminin yaydığı ışık ve ısı Güneş girmeyen eve doktor girer. Birleşik Sözler güneş banyosu Güneş Dil Teorisi güneş gözlüğü güneş günü … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezegen yılı — is., gök b. Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım süresi Erendiz yılı yer yuvarlağının on iki yılına eşittir … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıl — is. 1) Dünyanın, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman 2) Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene Yıl 1919 / Mayısın on… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün — is. 1) Güneş Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı. M. Ş. Esendal 2) Güneş ışığı 3) Gündüz Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş. H. Taner 4) Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre Kız… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezegen — is., gök b. Güneş çevresinde dolanan, ondan aldıkları ışığı yansıtan gök cisimlerinin ortak adı, seyyare, planet Birleşik Sözler gezegen yılı dış gezegen iç gezegen küçük gezegen gezegenler arası … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıldız — is. 1) Güneş ve ay dışında gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük. Y. K. Beyatlı 2) Meşhur sinema ve müzikhol sanatçısı, star Bir keresinde de bir yerli opera… … Çağatay Osmanlı Sözlük